Tanışınız: Ondokuzseksensekiz

Untitled copy

Uzun bir aradan sonra Tanışınız: bölümümüzle yine karşınızdayız. Bugün paylaşmak istediğimiz siteyi, bir “yaşam blog’u” olarak tanıtabiliriz sanırım.

Ondokuzseksensekiz, Gökçe’nin, 19,88 TL’ye yapılabilecek, sahip olunabilecek, tadılabilecek, gezip görülebilecek, yazarın deyimiyle, “kısacası hayatınıza katıp keyif alabileceğiniz veya başkalarının hayatına katıp keyif verebileceğeniz herhangi bir şeyi ya da başka bir deyişle her şeyi” paylaşabilmek için açtığı bir blog. Satış ya da pazarlama yok, gerçekten de blog yazarının sevdiği ve 19,88 TL’nin altında kalan her şeyi duyurduğu bir yer.Devamı »

Tanışınız: Fareler Oyunda

Tanışınız: bölümümüze hoş geldiniz. Burada sizlerle, her zaman aklınızın bir köşesinde bulunması, düzenli olarak takip edilmesi yahut her gün ziyaret edilmesi gereken, her halükârda internet tarayıcınızın kitap ayracını  arasına koymanızı şiddetle tavsiye ettiğimiz internet sitelerini tanıtacağız.

fareleroyundaOyunun hep üzerine düşünülecek ciddi bir mesele olduğuna inandık. En son The Big Bang Theory‘den ilhamını alan kitap listesinde Huizinga’nın Homo Ludens kitabından bahsetmiştik. Oyun oynayan insanın tarihine dalan bir kitaptır. Oyunun sadece bir zaman öldürme ve gerçeklerden kopma (escapist) aktivitesi olarak değil de, tam tersi zamanı farklı düzenmenin, zamana ve mekâna müdahalenin bir yöntemi olarak düşünebileceğine inanıyoruz. Zaten insan sosyalleşmesindeki yeri de inkâr edilemez. İşte bu duyguları paylaşan ama çok daha fazlasına kafa yoran, dert edinen bir ekip bir araya gelmiş, blog maceralarını internet dergisine dönüştürmüşler. Adı Fareler Oyunda. Onların ağzından anlatmak gerekirse:

Oyundan sadece video oyununu, oyun yazısından da “inceleme”yi anlamıyor. Her türlü oyuna, tüm toplumsallığı ve tarihselliği içinde eleştiri getirmeyi, oyunlarla ilgili hikâyeler anlatmak gerektiğini düşünüyor. Mutfağında, oyun dergiciliği dahil yayıncılığın birçok alanında çalışmış K. Mehmet Kentel, Yiğitcan Erdoğan ve Ezgi Keskinsoy’un yer aldığı derginin ilk sayısında farklı çehreleriyle “Oyun Mekânları” masaya yatırılıyor. İlk sayının giriş yazısı, okurunu çağırıyor: “Bu dergiyi, dünya üzerine, hayat üzerine düşünen insanların okumasını istiyoruz. Bu dergiyi, oyun oynayan insanların okumasını istiyoruz. Bu dergiyi, oyun üzerine düşünen insanların okumasını istiyoruz.”Devamı »

Tanışınız: KitapMetre

Tanışınız: bölümümüze hoş geldiniz. Burada sizlerle, her zaman aklınızın bir köşesinde bulunması, düzenli olarak takip edilmesi yahut her gün ziyaret edilmesi gereken, her halükârda internet tarayıcınızın kitap ayracını  arasına koymanızı şiddetle tavsiye ettiğimiz internet sitelerini tanıtacağız.

https://i0.wp.com/si0.twimg.com/profile_images/1842917316/km.png?resize=102%2C102&ssl=1Daha önce 40. Haftadan Kalanlar’da kısaca bahsettiğimiz, kitap severliği delilik noktasına ulaşmış olanların asla atlamaması gereken bir site KitapMetre. Basit bir arayüze, kolay bir kullanıma sahip. Kısacası, ilgilendiğiniz kitabın adını ana sayfadaki arama motoruna giriyorsunuz ve KitapMetre, o kitabı farklı internet kitapçılarında hangi fiyata bulabileceğinizi, aşağıdaki gibi gözler önüne seriyor.

https://i0.wp.com/w-world.com/static/content_image/2012-09/kitap%20metre-1348671148.jpg?resize=567%2C302

Böylece, en uygun fiyatı bulmak için site site dolaşıp ayrı aramalar yapmanız gerekmiyor. Ama dahası da var!Devamı »

Tanışınız: Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik

Barış Müstecaplıoğlu’nun fantastik romanı Korkak ve Canavar’ın kapağı

Bilimkurgu ve Fantastik Edebiyat dünyası Türkçede üzerine bir şey okunacak en verimli mecra değil. Türkiye’de artık derneği bile olsa da, Türkçe ürünler yazılsa da, tanıtımı ve eleştirisi az olan  bir mecra. Bugün size tanıtmak istediğimiz blog, sadece edebiyatta değil, Sinema, Anime, Korku ve Rol yapma oyunları bölümlerini de dahil ederek, çok kapsamlı bir şekilde konuyu ele alıyor. Hem tanıtım hem eleştiri yapıyor. Steampunk gibi Türkçede iyice az gördüğümüz türleri bile içeriyor. Blog‘un adı zaten çok şey açıklıyor: Türkçe Bilimkurgu ve Fantastik: Türkçe Bilimkurgu, Fantastik ve Korku Eleştirileri.

Blog’un kurucu editörü G. Mehmet Ay. Kendisi eleştiri ve tanıtımın yanı sıra öykü de yazıyor. Öykülerini burada bulabilirsiniz. Blog‘a konuk yazarlar da katkıda bulunuyor. Yazarların ortaklaştığı nokta rol yapma oyunları ve bilimkurgu öyküleri tutkuları gibi geldi bize. Site bol güncelleniyor ve odaklandığı konu göze alındığında çok çeşitli haberlerle bilimkurgu ve fantastikDevamı »

Tanışınız: Notonlyistanbul

İnternette beğenerek takip ettiğimiz siteleri tanıttığımız Tanışınız: köşemizde yine bağımlılık yapıcı bir oluşumla karşı karşıyayız. Notonlyistanbul, kendini “şehir yaşamı için bir video rehberi” olarak tanımlıyor. Bizse kısaca “şahane ötesi bir site” demeyi yeğliyoruz. “Hakkımızda” sayfalarındaki açıklama şöyle:

notonlyistanbul¸ İstanbul’un özgün mağazalarını¸ restoranlarını¸ kişisel bakım noktalarını bölge bölge tarar; İstanbul severlere aradıklarını kolayca bulabilecekleri bir video rehberi sunar.

notonlyistanbul¸ aynı zamanda İstanbul’un kent kültürünü yaratacak ve gittikçe büyüyecek bir video arşivini oluşturur. İstanbul’u bloggerlarla¸ sanatçılarla¸ tasarımcılarla¸ müzisyenlerle¸ İstanbullularla gezer; sevdikleri mekanları¸ durakları filme alır¸ yayınlar.Devamı »

Tanışınız: Drinkify

Tanışınız: köşesinde sevdiğimiz farklı siteleri tanıtıyoruz. Şu ana kadar filmlerin renklerini sergileyenlerden, natürmortlardan ilhamını alan yemek tariflerine kadar kesişen alanlardan örnekler sunduk. Bu Tanışınız: köşesinde yine bu tür bir melez işle karşınızdayız.

Söylediklerine göre alkol dolu 24 saat içinde @leyink@han ve @flaneur tarafından Music Hack Day Boston 2011‘de kurulan Drinkify‘a (serbest çevirmek gerekirse İçecekleştir, denilebilir), “Ben bu müziği dinliyorum, bunun yanında ne içsem, hatta ne kadar Devamı »

Tanışınız: Feasting on Art

Tanışınız: bölümümüzde bugüne dek –tesadüfen– sinemayla ilgili sitelerden örneklerle ilerlemiştik. Öte yandan Koltukname’de edebiyat ve yemek ilişkisine değindiğimiz, hatta tarifler verdiğimiz oldu. Şimdi de güçlerimizi birleştirip bu ilişkiyi resim üzerinden kuran Feasting on Art‘tan (Sanattan Ziyafet Çekmek) bahsetmek istiyoruz. Ünlü yemek magazini Saveur‘ün “Sites We Love” (Sevdiğimiz Siteler) arasında gösterdiği, üçüncü yılına giren Feasting on Art, hız kaybetmeyen, aksine kendini geliştirip güzelleştiren sitelerden. (Söylemeden geçmeyelim: Saveur 2012 Ödülleri açıklandı. En iyi seyahat blog‘larında Istanbul Eats, Yılın En İyi Yemek Yazısı ise Café Fernando‘nun Chez Panisse yazısı birinci  oldular).Devamı »

Tanışınız: Bakınız

Tanışınız:‘da bundan önce moviebarcode ve hitRECord sitelerini tanıtmıştık. Şimdi bir kez daha sinema üzerinden gidiyor, fakat bu sefer Türkiye’ye uzanıyoruz. Eğer sinemayla ilgili seans saatinden daha fazlasını öğrenmek derdindeysiniz, üstelik bunu sadece festivaller gibi özel zamanlarda değil rutin olarak ve vizyondaki filmlerle ilgili olarak da dert edinenlerdenseniz, üstelik tüm bu bilgileri Türkçe almak istiyorsanız sizi hemen Bakınız‘a bakmaya davet ediyoruz.

Sinemayla ilgili haber ve yorum yazılarının ağırlıkta olduğu Bakınız, kategorilerinden de anlaşılacaı üzere içerik anlamında oldukça zengin bir site. Bizce Türkiye için özellikle önemli olan bir bölümü dizilerle ilgili yazılar. “Yabancı diziler” (en son Game of Thrones örneğinde gördüğümüz gibi) gittikçe kendi tartışma mecralarını yaratıyorlar. Ayrıca sayıca çoklar ama kalite hakkında insanın önden bir fikrinin olması zor olabiliyor. Bizim için Bakınız’ı diğer tüm mecralardan ayıran özelliklerinden biri, dizileri de tartışmaya açması. Kötüye kötü, eğlenceliye eğlenceli demekten çekinmiyor. Arada Türk dizilerini de sorguluyor ve sorgulatıyor olması da cilası! İlgilenenlere bkz. “Muhteşem Yüzyıl: Bir Kuma Hikayesi“.Devamı »

Tanışınız: moviebarcode

Yeni “Tanışınız” köşemizde sizleri güzel, işlevsel internet siteleri, kuruluşlar vesaireyle tanıştıracağız. Öncelikle, bir Tumblr sitesi olan MOVIEBARCODE‘a (Film Barkodu) buyurmanızı rica ediyoruz. MOVIEBARCODE, filmlerin her bir karesini sıkıştırıp yan yana getirerek barkodu andıran bir görsel hazırlıyor. Böylece estetik açıdan ilginç bir eserin yanı sıra filmin ana renkleri de ön plana çıkmış oluyor. Yukardaki görsel, Woody Allen‘ın son filmi olan Paris’te Gece Yarısı‘ndan. Göründüğü üzere nostaljik filme kahverengi tonları hâkim…

Devamı »